Hayat ve ölüm. Bu iki kavram kimin daha güzel iş yapacağının en güzel şahididir.
Kâinatta yaratılan her şey bir anlam ifade eder, hiçbir şey başıboş yaratılmamıştır. Bir gaye, bir amaç uğrunadır. Rabbine karşı kulluk görevini layıkıyla yerine getirme ve rızaya ulaşma yeridir dünya. Yapılan her iş bir bilgiye bir beceriye ihtiyaç duyularak yapılabilir. Örneğin;Doktorluk, mühendislik, mimarlık, aşçılık; bu sayılan meslekler belli bir tecrübe ve bilgiye dayanarak yapılabilirler.
Nitekim Yaratıcı, kulundan kendisini razı edecek ameller yapmasını bekler. Bu anlamda kulluk vazifesini icra edebilmek için Allah’ın emir ve yasaklarını bilmek gerekir. Namaz, oruç, zekat, hac ve diğer ibadetler, hakkında bilgi olmadan yapılamayacak ibadetlerdir. Bizim için vazgeçilmez ve en önemli kaynak olan Kur’an-ı Kerim’in ilk emri “oku”dur.
“Oku” emri ile başlayan kıymetli kitabımızın tam tersi bir tutum içinde olabilir miyiz? Asla.Nitekim Cenabı Hak, ilim hususunda, Kur’an-ı Kerim’de aşağıdaki şekillerde buyurmaktadır:
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 9) “Kulları içinde Allah’tan ancak alimler korkar.” (Fatır 28) “Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltir.” (Mücadele 11)
Ayrıca Resulullah (asm)’da sair hadis-i şeriflerinde ilim hususunda bize bir çok mesaj iletmiştir:
Ebu Ümame’den (ra) rivayetle Resulullah s.a.v buyurdu ki; “Alimin abide üstünlüğü benim sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir.” Ebu Derda’dan (ra) rivayetle Resulullah s.a.v buyurdu ki; “Bir kimse ilim elde etmek kastıyla bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır. Muhakkak melekler yaptığından hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunanlar hatta su içindeki balıklar bile alim kişiye Allah’tan mağfiret dilerler. Alimin abide karşı üstünlüğü ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Şüphesiz alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler altın ve gümüşü miras bırakmazlar. Sadece ilim miras bırakırlar. O mirası alan bol nasip ve kısmet almış olur.” (Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace)
“De ki; Rabbim ilmimi artır.” (Taha, 114)
“Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman hakkı çiğneyenlerden olursun.” (Bakara 145)
“Fakat işlerinde ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler.” (Nisa 162)
Yukarıda verdiğimiz ayet örneklerinde de olduğu gibi, Cenab-ı Hak bir kere bilenlerle bilmeyenleri birbirinden ayırıyor
Yine örnekte, özelde Rasulullah’a (asm) hitap ise de genelde bize olan mesajda; ilim sahibi olduktan sonra ehl-i kitabın ya da müşriklerin dediklerine uyacak olursak, hakka riayetsizlik yapmış oluruz. Diğer ayette ki örnekte de ilimde derinleşmiş olanlardan bahsedilmektedir.
Peki ilim nedir?
Dini literatürde ilim; müslümanların inanç ve ibadetleri ile ilgili konularda öğrenmeleri gereken hususların tamamıdır.
Zira Kuranı Kerim’in ilk emri “oku”dur. Bu ayet Resulullah’ın (asm) ümmeti için doğumundan ölümüne kadar kişinin ilim ile iştigal etmesinin ilk emridir.
Resulullah’ın s.a.v “İlim öğrenmek beşikten mezara kadar farzdır” hadisi ile ilmin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Başka bir hadiste ilmin önemine binaen Resulullah s.a.v, “ilim öğrenmek her kadın ve erkek üzerine farzdır” buyurmaktadır.
Peki farz denilen ilim hangi ilimdir?
İlk öğrenilmesi gereken ilim; zaruret-i diniye’dir. Dinin emir ve yasakları öğrenildikten sonra duracak mıyız peki? Elbette hayır. Rabbimiz İnşirah suresinin 7. Ayetinde; “öyleyse bir işi bitirdikten sonra başka bir işe koyul” buyurmaktadır.
Farz-ı ayn olan ilim öğrenildikten sonra bunun zekatının verilmesi şarttır. Çünkü ilmin bir bedeli vardır. Bu bedeli ödemeyenleri Allah “kitap yüklü merkepler” olarak nitelendiriyor Kur’an-ı Kerim’de.
İmam-ı Şafii’nin (ra) şu sözü ne manidardır; “Eğer ilim ile kalbini meşgul etmezsen batıl seni işgal eder.”
Zaruret-i diniye öğrenildikten sonra farz-ı kifâye de bir kısım öğrenildiği zaman, diğerlerinden kalkar ki bunlar; fenni ilimlerdir.
Kur’an-ı Kerim; tıbbı (Hud 72, Meryem 9, Nur 31, Nur 69), tarihi, biyolojiyi (Fatır 1, Araf 69, Nahl 66), coğrafyayı öğrenmeyi teşvik eder.
Bunun gibi birçok ayet bizlerin bu konuları araştırıp öğrenmemizi teşvik eder. Hakeza hadis-i şeriflerde de; hacamat yapılması, maddi temizliğin önemi ve bulaşıcı hastalıklardan korunma hususlarına değinilmiştir.
Başka hangi dinde bu kadar ilme önem verildiği görülebilir ki? Tabii ki İslam dini. Bu özelliği ile hak din olduğunu apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır.
İlim öğrenmede başka bir mühim mesele de ilmin hangi niyetle öğrenildiğidir. Talep eden ne için talep ettiğini ne amaçla talep ettiğini iyi belirlemelidir. İlim başkaları ile mücadele ve münakaşa etmek için öğrenilmemelidir. Ayrıca ilmin kitaplardan öğrenileceği de değişmez gerçektir. Kitap ilim öğrenmede en temel ve vazgeçilmez kaynaktır. Bunun yanında kişi ilim öğrenmede bir rehber veya muallime ihtiyacı olması gerektiğini de aklının köşesinde tutmalıdır.
Asr-ı Saadet’ten sonra Tabiin ve Etbau-t Tabbin dönemlerindeki alimler, daha çok hadis öğrenmek için, binlerce kilometrelik yola ve her türlü meşakkate göğüs gererek katlanırlardı. Bunun sebebi nedir peki?
Bunlar; aktarılacak bilginin doğruluğunu ispat etmek, bilgiyi kaynağından almak ve vebalden korkmak olarak sıralanabilir.
Zaman ilim öğrenmede en değerli argümandır. Kısıtlı zaman dilimde birçok şeyler gerçekleştiren sahabiler ve ondan sonra gelen nesiller zamanı kullanmaya azami dikkat ederek bu işleri yürüttüler.
İlmi talep etmek gerekir. İlmin talibine de talebe denir. Talebe olmaya aday olan kimse haddini bilmelidir. Nerede konuşulacağını nerede susulacağını hesap ederek davranmalıdır. İlim öğrenme de hırslı güçlü istekli olmalıdır. Meraklı olmalı hakikati öğrenmede hız kesmemelidir. İlim öğrenme yolunda talebesi olduğu hocasının sözlerini iyi dinlemeli onu sevmeli, doğrusuna da doğru, yanlışına da yanlış diyebilmelidir. Yani hakikat neyse onu ikrar etmelidir.
Peygamber s.a.v mealen buyurdular ki; Ya Alim ol, ya öğrenci ol, ya dinleyen ol, ya onları seven ol. Ama beşincisi olma helak olursun.
Rabbim ilim öğrenme yolunda ayaklarımızı sabit kılsın ve bizlere muvaffakiyetler versin.