İnternet Üzerinden Ev Okul Eğitimi

İnternet Üzerinden Ev Okul Eğitimi

HABER TARİHİ: 19 Mart 2020
2834 Kişi okudu

 

 

 

 

 

İslami kimlikli dernek ve vakıfların Korona salgını tedbirleri sürcinde evde kalan çocuklarımız ve hanımlarımız için İslami bilgilerin diğer dersleri ile harmanlandığı ev okul projeleri başlatması gerekmektedir. Böyle bir oluşum için bu konuda ehil insanımızı harekete geçirilmesi gerekir. İslami değerleri esas alan bir eğitimi sağlayacak İslami bir site bulamıyorsak çocuklarımızı kendimiz eğitmek için evde etkinlikler yapalım. Hem kendimizi hem de çocuklarımızı sıkmadan ama disiplinli eğitimleri verelim. İnternet ortamının karanlık dehlizlerinde ve cep telefonu çukurlarında çocuklarımızı ve kendimizi kaybetmeyelim. Allah c.c yardımcımız olsun.

 

 

 

 

 

0-3 Yaş Arası Çocuklar İçin Temel İslami Eğitim / Ev Okulu Notları 1. Bölüm

 

 

0-3 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR İÇİN TEMEL İSLAMİ EĞİTİM

 

(Ev Okulu Notları 1. Bölüm) 

 

Çocuğun din ve ahlak eğitimi doğduğundan itibaren, hatta daha doğmadan önce başlar. Anne-babaların erken dönemde sebat ve azimle devam edeceği birkaç küçük şey, ileriki dönemde pek çok şeyin kolaylaşmasına vesile olacaktır.

 

Biz bu yazımızda 0-3 yaş arasında, ebeveynlerin eğitim adına dikkat etmeleri gereken birkaç hususa değinmeye çalışacağız inşaallah. Son dönemde özellikle "okulsuz eğitimle" ilgili paylaşımlarımızın ardından annelerin; "Çocuğuma evde nasıl bir program takip edebilirim?" şeklindeki ısrarlı sorularına, umarım bu yazı vesilesiyle bir nebze de olsa cevap vermiş ve katkıda bulunmuş oluruz.

 

Günlük Dua ve Zikirler:

 

Bebek daha doğmadan başlanması gereken bir eğitimdir. Anne, Rasulullah (s.a.v)'ın günlük olarak okumamızı tavsiye ettiği dua ve  tesbihatları, hamileliğinden itibaren daha özenle okumaya gayret etmelidir.

 

Bu konuda kolay ulaşım için Hısnu'l-Müslim isimli dua kitapçığını önerebiliriz. Anneler, en azından en önemli duaları hamilelik dönemlerinde ezberlemeye çalışmalıdırlar. Çünkü kitap her zaman el altında bulunmayabilir. Böylece her an ezberden okunabilir.

 

Bebek gece uykusuna yatırılırken anne normal bir ses tonuyla bu duaları okumalıdır. Sabah kalktığında yine aynı şekilde dualar okunmalıdır.

 

Bunların haricinde, süt verirken dahi "Bismillah" diyerek vermek, "Elhamdulillah doyduk" diyerek çocuğu yerine bırakmak, daha bir aylık dahi olsa her aksırdığında "Elhamdulillah" demek, arabaya bindiğinde araba duasını, yağmur yağdığında yağmur duasını, evden giriş çıkışlarda ilgili duaları ve bunun gibi günlük hayatımızda oturması gereken pek çok duayı yavrularımız küçüklüklerinden itibaren bizden duyup öğrenmeliler. Bu şekilde dua ve tesbihatı hayatına oturtmuş bir annenin, ileride çocuklarına adab dualarını öğretme zahmetinde bulunmasına gerek yoktur. Çünkü o çocuk yaşayarak, duyarak bunları öğrenmiş ve bizim hayret verici bakışlarımız arasında uygulamaya başlamıştır bile.

 

Diğer türlü 8-10 yaşına geldiğinde yaz kurslarında veya alternatif eğitim merkezlerinde, zorlana zorlana ezberlenilen dualar, uygulama alanında maalesef yer bulamıyor. "Ben bu duaları ezberlemiş olmama rağmen bir türlü uygulayamıyorum, başlıyorum ama ertesi gün unutuyorum" diyen pek çok kardeşimiz, çocukluklarına baktıklarında bu duaların hayatlarında yer etmediğini göreceklerdir.

 

Onun için anne, çocukları için bu sünnetlere disiplinli bir şekilde sarılmalı, gerekirse telefonuna hatırlatma koymalı, mutfağa, kapıya, banyoya bir şekilde dualarını hatırlatacak notlar koymalı ve bu işi halletmeli.

 

Bunların hiçbirisini yapamayan kardeşlerimiz, en azından sabah-akşam dualarını çocukların uyanık olduğu vakitte dinletmeli.

 

Sabah-akşam duaları için şu linki inceleyebilirsiniz. 

 

Kur'an Eğitimi:

 

Anne karnındaki bebeğe hatim dinletme, yabancı müslümanlar arasında çok yaygın. Doğmadan 20-30 hatim dinleten anneleri duyuyoruz. Bu, imkan nispetinde bizim annelerimizin de gayret etmesi gereken bir hayır olmalı.

 

Anne karnında dinlenen, duyulan şeylerin bebeğe tesiri, bugün bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Kimileri büyük sanatkarların müziklerini dinletip bundan çocukları için fayda umarken, biz Allah'ın kitabını dinletmekten daha faydalı ne yapabiliriz ki?

 

Doğumundan sonra da günde mutlaka bir cüz Kur'an dinletimi, hayatımızın olmazsa olmazları arasına girmelidir. Bu, çocukların uyanık olduğu ve kısmen sakin oldukları bir zaman diliminde yapılmalıdır. Örneğin kahvaltı sonrası oyun oynarken gibi. Anneler genelde "Kur'an okunurken mecburen çocuk bir şey soruyor, cevap veriyoruz veya başka bir şey konuşmamız gerekiyor" diye Kur'an'ı dinleyememe endişesi taşıyorlar. Çocuklu ailelerde sessizlik gibi bir ortam imkansız. Bu şekilde baktığımızda Kur'an okumak ve dinlemek de imkansız hale gelir. Küçük yaşta çocukların Kur'an dinlerken konuşmalarında hiçbir sakınca olmaz. Annenin gerekli durumlarda onlara cevap vermesinde de. Çünkü bu dinleme, tam olarak ibadet maksatlı değil ta'lim ve eğitim maksatlı bir dinlemedir. Tabii büyükler kendi aralarında keyfi muhabbetlere dalmamalıdır. Ne olursa olsun Kur'an'ı dinleme konusunda da çocuklara örnek olunmalıdır.

 

2 yaşını dolduran bir çocuğun kısmen konuşmaya başlamasıyla, sure ezberi de yavaş yavaş başlamalıdır. Bu ezberler, bir ders olarak değil oyun tadında olmalıdır. Mesela top oynarken, anne bir kelime tekrar eder topu atar, çocuk aynı kelimeyi tekrar edip topu yollar. Birkaç kardeş olduğunda bu daha zevkli bir şekilde daha farklı oyunlarla da oynanabilir.

 

Bu dönemde çocuk okumak istediğinde öğretilir. İstemediğinde ise kesinlikle zorlanmaz. Hiç tekrar etmek istemeyen çocuk da olabilir. Bu çocuklara bol bol dinletilerek açık kapatılmaya çalışılmalıdır. Çünkü zorlamak işi daha da çıkmaz hale sokabilir.

 

Bir de; bu dönemde çocukların sure, dua gibi şeyler ezberlemesi büyükler tarafından büyük bir coşku ve abartıyla karşılanır. Her gelen misafir karşısında okutturulur. Her ortamda "Biliyor musun teyzesi, benim kızım neler ezberledi?" gibi muhabbetler yapılır.

 

Eğitimde abartının yeri yoktur. Bazen teşvik ve takdir etmek ile abartıyı birbirine karıştırıyoruz. Çocuk için bunlar tamamen yapmacık şeylerdir. Bu şekilde davranılan bir çocuk, bir dönem sonra yapmacıklıktan sıkıldığı için veya beklentileri karşılayamadığı için okuduğunu da okumaktan vazgeçer.

 

Tabii bu sözlerim "Çocuk hiç başkasına sure okumasın" anlamına gelmiyor. Kendisi istekli olur, denk gelir, doğal bir şekilde okur, abartılmadan tebrik edilir, geçilir. Ama evin, akraba ortamının, bütün mahallenin odak noktası haline getirilmez.

 

Ayrıca küçük yaşta dilinin tatlığıyla Kur'an okuyan çocuklara çokça nazar değdiğini de göz ardı etmeyelim. Anneler mutlaka çocuklarını Peygamberimizin (s.a.v) tavsiye ettiği dualarla korumalıdırlar.

 

Kur'an'ı Yüzünden Okuma:

 

Acizane ben, 0-3 yaş arasını Kur'an'ı yüzünden okumayı öğretme ve cüz çalışmalarına başlama açısından erken buluyorum. Belki harfleri renklerle, resimlerle öğrenmek eğlenceli olabilir. Ama onun dışında tam olarak Kur'an'ı okuyabilmek için çalışmalar yapılması, benim gözlemleyebildiğim kadarıyla çocuk için epey sıkıcı oluyor.

 

Erken dönemde Kur'an'ı yüzünden okumaya zorlanmış çocuklar, ileride Kur'an okuma ve ezberleme eğitimini daima sıkıcı buluyorlar.

 

Annelerimiz ve bizim tecrübelerimiz; çocuğun zeka, algı ve istek durumuna göre değişmekle beraber bu işin 6-7 yaş civarına ertelenmesi yönündedir.

 

Tabii şunu da söylemeden geçmeyelim, çok istekli çocuklar olabilir. Bu işi çok eğlenceli bir şekilde hiç zorlamadan öğreten anneler veya öğretmenler olabilir. Onların çocukları bizim söz ettiğimiz "sıkılma ve bıkma" problemiyle hiç karşılaşmamış olabilirler. Biz burada daha çok genel tablo üzerinden konuşuyoruz.

 

6-7 yaşlarında Türkçe okumayı öğrenen bir çocuk, okumayı bir dönem pekiştirdikten sonra birkaç hafta (1 ay) gibi bir sürede rahatlıkla Kur'an'a geçebilir. Özellikle evde eğitim veren anneler için bu çok rahat olur. Hem anne, hem de çocuk bunalmadan amaca ulaşılır.

 

Bu döneme kadar bol bol sure ezberletilir. Çocuk durumuna göre Duha suresinden aşağısını ezberler, Amme cüzünü ezberler, Yasin suresini ezberler vs.

 

Kur'an Eğitiminde Teşvik Edici Unsurlar:

 

Malum bizim kültürümüz öyle Kur'an'la çok hemhal olunan bir kültür değil. Büyüklerimizin bile Kur'an'ı ellerine aldıkları çok az vaki iken, çocuklarımızın böyle bir gündemleri yok.

 

Ve böylesi bir ortamda, yaşıtlarının çizgi film ve oyun peşinde olduğu bir dönemde biz çocuklarımıza Kur'an öğretmeye çalışıyoruz. Büyükler sebat etmeli, kendi içlerinde bir şekilde bununla baş etmeli. Peki ya küçükler?

 

Onlar birbirlerini örnek alma, büyüklerini model alma dönemindeler. Evde onlara sunduğumuz yaşamla, bir daire ötesi o kadar farklı ki... Bazen çocuklar çıkmaza düşebiliyor, kendi içlerinde ümitsizliğe kapılabiliyorlar. Bu durum, anne-babanın kararlılığı, çocuğa karşı anlayışı ve gerekli destekleri kullanmasıyla aşılabilir:

 

1-Anne çocuğu için "Ah vah" etmemeli. Bazı anneler biliyorum; "Ah benim yavrum, arkadaşları dışarıda oynuyor, benim çocuğum ezber yapıyor" şeklindeki konuşmalarıyla normal çocuğun seyrini bozuyorlar. Bazen baba eve geliyor, annenin çabasını gereksiz bularak "Bırak oynasın çocuğu, bu yaşta sure ezberlemek de neyin nesi?" diyor. Çocuğun kafası karışıyor.

 

Öncelikle anne, 0-3 yaş arası vermeye çalıştığı eğitimi kesinlikle zorlayarak vermez. Çocuk oyun oynamak isterken, anne derse mecbur etmez. Fakat devrini yakaladığında ise çocuğunu boş geçmez.

 

O zaten çocuğuna vermiş olduğu eğitimi, oyun oynayarak, onunla sevecen bir iletişim halinde veriyordur. Onun için de çocuğu zorladığını, onu çocukluğundan alıkoyduğunu hissetmemelidir.

Anne-babaların bu eğitim sürecini, evdeki yaşamın doğal bir parçası olarak görmeleri, çocukları da rahatlatacaktır.

 

2-Bu yaştaki çocuklar henüz sosyalleşme, arkadaş edinme becerisine -tam olarak- sahip değildirler. Fakat yine de müslüman ailelerle bir araya gelmek, aynı sofranın başında aynı yemek duasını tekrar etmek, namaz için hazırlık yapmak, başka çocukların da sure ezberi yaptığını görmek, çocuklarımızı motive edecektir.

 

3-Sure ezberlerini, çocukların dilinden dinletmek de çocuk için ayrıca bir teşvik unsurudur. Örneğin günde bir cüz, normal bir hatim takip edilir. Çocuğun ezberlemesi öncelikli olan Duha'dan aşağısı veya Amme cüzü de günlük olarak çocuklarla birlikte yapılan bir tilavetten dinletilir.

 

3 yaş civarı çocuklara belki çok az olarak Kur'an okuyan çocuk videosu izletilebilir. Kabe'de bir vakit namaz videosu izletilebilir. Bunlar çocukları teşvik eder. Fakat olmazsa olmaz değildir. Özellikle 0-3 yaş arası her türlü ekrandan uzak tutulmaları gereken bir dönemde, bu tarz etkinlikler daha ileriki yaşlara ertelenebilir.

 

Namaz Eğitimi:

 

Namaz eğitimi, çocuğun 7 yaşına, 10 yaşına, hatta ergenlik çağına ertelenemeyecek kadar önemli bir eğitimdir. Çocuk ilk önce anne-babadan görerek hareketleri taklit etmeye başlar.

 

1 yaşından sonra anne-baba namaza kalkarken çocuğu da namaza davet etmelidir. Babanın evde olduğu namaz vakitleri cemaatle kılınmaya özen gösterilmelidir.

 

Böylece 2 yaş civarında bir çocuk hiç özel bir eğitim gerekmeksizin tekbir almayı, el bağlamayı, rukuyu, secdeyi, selamı, "Allahu ekber" demeyi, "Amin" demeyi, dua için el açmayı, minicik parmaklarıyla tesbih çekmeyi öğrenmiş olur.

 

2 yaşla birlikte küçük bir seccade, takke, başörtüsüyle çocuğun namazı daha özel bir anlama kavuşur.

Bu arada caminin, çocuğun namaz eğitimindeki katkısını görmezden gelmemeliyiz. Babalar, 1 yaşlarından itibaren rahatlıkla çocuklarını camiye götürebilirler. Vakit namazlarını birlikte kılabilirler. Anneler Ramazan günlerinde veya uygun camilere kız çocuklarıyla beraber gidebilirler. 

 

Camii ve cemaat ruhu, evdeki namazdan çok daha başkadır. Tesiri de o oranla daha kuvvetlidir.

 

 

 

 



ÜYE GİRİŞİ