Hicret, zulmün tahakküm ve tasallutu altında “hiçleşmemek” için “varoluş” mücadelesini farklı zeminlerde sürdürme kararlılığıdır… Yani kölece bir teslimiyetin yerine özgürce bir tercihe gitmektir…
Hicret ruhunu yeniden kuşanmak bizi eşyaya, maddeye, metaya, dünyaya bağımlı olmaktan kurtaracak ulvi, gaybi, derunî, uhrevi hedeflere taşıyacaktır…
Sadece mekânsal hicretleri konuşmuyoruz, müteal bir hicret arayışındayız… Zihinsel, düşünsel bir hicrete de muhtacız… Cahili, beşeri, hevai tüm olumsuz etkilerden arınıp vahyin berrak iklimine intikal etmemiz, düşünce kodlarımızı yeniden formatlamamız gerekiyor…
Hayatın içinden, kirli, bulanık yaşamlardan; arı, duru, diri, dik bir duruşa geçiş yapmamız zorunluluk arzediyor…
“Pislikten hicret et.” (Müddessir-5)
“Nefsi emmare”den, “kalb-i selime” hicret zamanı…
Mehcur bıraktığımız Kur’an’a hicret vakti...
Rasulullah'ın hicretinin konu edinileceği Cumartesi Sohbetimize tüm kardeşlerimiz ve halkımız davetlidir.